Title of a News Article

HRÜ'lü doktordan Ramazan tavsiyeleri...

HRÜ'lü doktordan Ramazan tavsiyeleri...
banner206

Şanlıurfa Harran Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Karaaslan, diyabet hastalığına ilişkin bilgi vererek, diyabet hastalarının oruçta nasıl beslenmesi gerektiğine dair açıklamalarda bulundu.

Harran Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Karaaslan, Ramazan ayında diyabet hastalarının nelere dikkat etmesi gerektiği ve nasıl beslenmesi gerektiği hakkında bilgiler verdi. 

Dr. Öğr. Üyesi Karaaslan, diyabet hakkında da bilgiler verirken, “Diyabet, vücudumuzda pankreas adı verilen salgı bezinin yeterli miktarda insülin hormonu üretememesi ya da ürettiği insülin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması durumunda ortaya çıkan ve ömür boyu süren bir hastalıktır. Diyabet hastalığı genel olarak tip 1, tip 2 ve gebelik şekeri olmak üzere üç grupta değerlendirilir. Diyabet hastalığının sıklığı dünya genelinde giderek artmakta olup, İslam ülkelerindeki sıklığı dünya ortalamasının üzerindedir. Hem diyabet hastalığı hem de oruç ibadeti temelde beslenme düzeni ile ilişkili olduğu için ikisi arasındaki hassas dengenin sağlık yararına olacak şekilde korunması önemlidir” diye konuştu.
 

Dr. Öğr. Üyesi Karaaslan, diyabet hastalarının Ramazan ayında nasıl beslenmesi gerektiğine ilişkin bilgiler verirken, oruç tutmak için sağlıklı olmanın şart olduğunu ve diyabet hastalığında da bazı durumlarda oruç tutmanın riskli olduğunu kaydetti. 
 

Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Karaaslan şu cümlelere yer verdi: 
“Sağlıklı olmak oruç tutmak için şarttır, ancak kronik hastalığı olan birçok kişi sağlık risklerine rağmen oruç tutmayı tercih etmektedirler. 13 İslam ülkesinde ve yaklaşık 13 bin diyabetli hasta üzerinde yapılmış bir çalışmada; tip 2 diyabetli hastaların yüzde 78’i, tip 1 diyabetli hastaların ise yaklaşık yüzde 42’sinin en az 15 gün süreyle oruç tuttukları tespit edilmiştir. Bu hastalar oruçlu günlerde tedavilerini aksatmışlar ve diğer aylara göre kan şekeri düzensizliklerine daha fazla rastlanmış. Ramazan ayında oruç tutan diyabet hastalarında; kan şekeri düşüklüğü, kan şekerinin aşırı yüksekliği, şeker koması, sıvı kayıplarına bağlı böbrek yetmezliği ve damar pıhtılaşmaları gibi problemler daha sık görülebilmekte ve doktorlarının tedavilerini zorlaştırmaktadır. Dolayısıyla diyabet ve oruç konularında daha yoğun eğitimler verilmeli ve hastaların bu konuda bilinç düzeyleri artırılmalıdır. 
Her yıl ramazan ayı öncesinde hastalar kontrollerine gitmeli ve risk durumları belirlenmelidir. Risk durumunu belirlerken; hastanın yaşı, diyabetinin tipi, önceki ramazan  aylarındaki   oruç tecrübesi, kullandığı ilaçlar, kan şekeri sonuçları, tekrarlayan kan şekeri düşüklüğü hikayesi, diyabete bağlı organ hasarlarının varlığı ve iş hayatı (çalışma saatleri, yoğunluğu, ortamın sıcaklığı ve nemi) ile ilgili hususlara dikkat edilir. 

 

Oruç açısından yüksek riske sahip hastalar
•    Tip 1 diyabeti olanlar
•    İnsülin kullanan tip 2 diyabetliler
•    Diyabeti olan gebeler 
•    Böbrek yetmezliğine bağlı diyaliz tedavisi alanlar
•    Tekrarlayan ciddi kan şekeri düşüklüğü olanlar
•    Açlık kan şekerleri 300 mg ve üzerinde olanlar
•    3 aylık kan şekeri ortalaması (HbA1c) 10’un üzerinde olanlar
•    Diyabete bağlı böbrek fonksiyon bozukluğu, kalp damar hastalığı olanlar
•    75 yaşın üzerinde olanlar

Bu grup hastalarda oruç tutulması sağlık açısından uygun değildir.
Oruç açısından düşük riske sahip hastalar 
•    Sadece sağlıklı beslenme ve egzersiz önerileri ile kan şekeri hedef değerde olanlar
•    Oral antidiyabetikler (hap tedavisi) ile kan şekeri hedef değerlere yakın seyreden hastalar
•    Ek hastalığı, diyabete bağlı organ hasarı olmayan hastalar
Bu grup hastalarda eğer oruç tutulacak ise sıkı kan şekeri takibi, sağlıklı beslenme ve yeterli miktarda sıvı alımına dikkat edilmelidir.”

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner195