Adını pek duymadığımız ama çok önemli çalışmalar yapan bir eğitim kurumumuz var, Bilim ve Sanat Merkezi. Milli Eğitim Bakanlığımız bünyesinde olan bir eğitim atölyesi, kısaca BİLSEM. 
BİLSEM, özel yetenekli öğrencilerin, zekâ yapısına göre eğitim aldığı bir bilim ve sanat okuludur. Burda eğitim gören öğrenciler hem kendi okullarına devam ederler hem de ilave olarak yeteneği alanında eğitim görürler. Bu eğitim merkezinde geleceğe dair yetenekli öğrencilerin geliştirilmesi adına çok güzel çalışmalar yapılmaktadır. Hiçbir kuşun yüzmeye zorlanmadığı hiçbir balıktan da uçmasının beklenmediği bir eğitim anlayışı içinde öğrenciler yaşayarak eğitim almaktalar. Zaten önemli olan da bu değil midir? Her bireyin zekâ yapısına göre yetenekli olduğu konuda kendini geliştirmesi değil midir? Elbette her öğrenci temel olarak hayatta kendisine gerekli olan becerileri öğrenmeli, öğrenemediği yerlerde aile destek olmalıdır. Fakat herkes her konuda aynı seviyede yeteneğe sahip değildir. Her bireyin yetenek alanı zekâ yapısı farklı olabilir. Bu bir sorun değildir. Sorun yeteneğin farkında olmamaktır. Eğitimde fazlasıyla verim almanın yolu da yeteneğe göre verilen eğitimdir.
İşte Bilim ve Sanat Merkezleri bunu yapmaktadır. Kuşlara uçma tekniklerini, daha hızlı nasıl uçabileceğini, daha yükseklere nasıl çıkabileceğini öğretirken balıklara ise yüzme stillerini, suyun derinliklerine nasıl inebileceğini öğretiyor. Yani her birey yeteneği olduğu konuda kendini geliştiriyor. 
Peki, bu bilim çocuklarının yetiştiği yerlerde eğitim almak için neler yapılmalı? Normal bir okula kayıt yapılır gibi kayıt mı yapılıyor? İşte kısa bir BİLSEM başvuru süreci;
İlk olarak 1, 2 ve 3. sınıflarda üstün zekâya sahip olduğu düşünülen öğrenci için öğrencinin öğretmeni tarafından bir form doldurulması gerekiyor. Ardından öğrenciler Bilim ve Sanat Merkezine randevu ile çağrılıp oyun oynarcasına tablet ile grup tarama testine tabi tutuluyor, bu bir öntanı aşaması. Bundan sonra bireysel değerlendirme aşaması geliyor, burada yetenekli olduğu belirlenen öğrenci güzel bir eğitim almaya büyük bir adım atmış oluyor. 
Toplum olarak yeteneklerimizin yeterince farkında değiliz. Yetenek tohum gibidir. Büyümesi ve gelişmesi için uygun ortam sağlanırsa bir sarmaşık gibi kocaman olur. Keşfedilemeyen yetenekler zayıf bir çiçek gibi solup gidiyor, kuruyor. Her çocuk çok güzel imkânları olan yerlerde eğitim alamasa da yeteneğinin farkında olmalı, var olan yeteneği geliştirilmeli. 
Geleceğin büyüğü olan çocuklarımızın yeteneklerinin belirlenmesi ve daha da gelişebileceği eğitim imkanlarının artması ümidiyle…