638 yılından 1099 yılına kadar Müslümanlar'ın elinde olan Kudüs, 1099 yılında Haçlı orduları tarafından işgal edilmiş, 88 yıl sonra Selahattin Eyyübi tarafından tekrar Müslümümanlar'ın hakimiyetine geçmiş ve 1917 yılına kadar da Müslümanlar'ın hakimiyetinde kalmıştır.

Ecdadımız da 1517 yılında fethettiği Kudüs'e tam 400 yıl boyunca barış ve huzur içerisinde hükmetmiştir.
......

1'inci Dünya Savaşı tüm cephelerde devam ederken, Genelkurmay Başkanı Enver Paşa, Sina-Filistin cephesini Alman komutanlara Falkenhayn'a ve Von Kress'e teslim etmişti.

Enver Paşa'nın çok güvendiği Yıldırım Orduları Komutanı Alman general Falkenhayn'ın, öne sürdüğü,

“Mübarek makamların top mermisiyle harap olacağı” düşüncesiyle Kudüs savunulmadı.

Almanların, bu “Kudüs tahrip olmasın” propagandası o kadar etkili oldu ki,
Kudüs Mutasarrıfı İzzet Bey, 8/9 Aralık 1917 tarihli Kudüs'ü teslim belgesinde “Osmanlıların dini binaların tahrip olmasından çekindiği için şehirden çekildiğini” ifade etti.

DİKKATLERİ ÇEKEN VE DERS ALINMASI GEREKEN BİR TUHAFLIK;

İngiliz General Allenby 11 Aralık 1917’de Halil Kapısı’ndan Kudüs’e girerken, müttefik Almanya’dakiler de dahil olmak üzere bütün Avrupa’da tüm kiliseler zafer çanları çalıyordu...

Selâhaddin Eyyubî’den beri Müslümanların hâkimiyetinde olan Kudüs’ün Hristiyanların eline geçmesini kutluyorlardı.

Kudüs'ü yitirirken bu coğrafyadaki bin yıllık izzetli mazimizi de yitirdik. Nitekim o günden beri ne Kudüs rahat etti, ne de biz.

TARİH, DERS ALINMAZSA TEKERRÜR EDER.

Şu şüphe götürmez bir gerçek ki;

EMPERYALİZMİN VE ECNEBİLERİN BİLGİ VE TAVSİYELERİNE, AKILLARINA, VİCDANLARINA, İNSAFLARINA SIĞINARAK VE GÜVENEREK VATAN VE MİLLET KURTARILAMAZ, SELAMET BULAMAZ. ONLARDAN MEDET VE MERHAMET UMULAMAZ.

Hele bir de Türk ve Müslümansan...