Günün beş vakti camilerimiz tıklım tıklım!

Adım atacak yer yok!

Hele Tılfındır tepesine çıkarken Tılfındır Camii..

Cemaat sabah namazında bile yollara seccade serip namaz kılıyor! Camide yer yok! Bediüzzaman Aile Mezarlığı içindeki Nebi Efendi Camii de hakeza! Cemaat kabirlerin arasında namaz kılır olmuş!

Bir an önce Tılfındır Tepesi’ne bir cami yapılmalı!

Fikir Abdülaziz Kutluay’dan, nam-ı diğer Aziz Hoca’dan çıkmış.

Hoca, hararetli sohbetleri sayesinde milletin külliyen namaza başladığını, Tılfındır Tepesi çevresinde yaşayan herkesin camilere akın ettiğini, yer kalmadığını düşünüyor olacak ki, Tılfındır Tepesi’ne bir cami yapılması fikrini yayıp, bir şekilde gündeme gelmeyi beceriyor.

Camiler boş hoca boş!

Vaazlar, nasihatler, telkinler camileri doldurmaya yetmemiş. Camilerin içi boş kalmış.

Tılfındır Camii’nde namaz kılan sürekli cemaatin sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor haberin var mı?

Aziz Hoca Tılfındır’a kurulmasını düşlediği caminin şeklini de tasavvur etmiş. Kuba Camii’ne benzer bir cami olmasını istemiş.

Derim ki, Hoca bu fikrime katılır.

Kırıp dökmeden anlatalım.

Tılfındır Tepesi gerek alan olarak, gerek çevresindeki yerleşim birimleri bakımından cami yapılmaya müsait bir yer değildir. Tılfındır Tepesi’nde yapılması gereken, yılların yağışını alarak açığa çıkan kayalıkların üzerine kamyonlarla toprak taşıyıp bol bol ağaç dikmektir. Yeşillendirmektir. Urfa’ya Akabe’den giren birinin karşısında yemyeşil bir tepe görmesi gerekir. Yemyeşil bir ağaç, içi boş bir camiden daha faydalıdır.

Belki de Hoca, şöyle göz önünde bulunan, yüksekçe bir tepede cami oluşmasında fikir babalığı yapmanın övüncünü yaşamak istiyordur. O zaman bu düşüncesine de saygı duyulabilir. Ama caminin yapılacağı yer orası değildir. İlla yüksekçe bir yere bir cami yapılacaksa ki Urfa’da böyle bir görkeme ihtiyaç var. Bu caminin yeri Askeri alanın tam tepesidir. Neresi olduğunu anladınız mı? Erseven Mahallesi’nin tam zirve noktası, Bağlarbaşı’na giderken alay komutanlığı kapısının hemen doğusundaki geniş tepelik alan. Oraya yapılacak cami öyle Kuba Mescidi gibi de değil, Sultanahmet gibi, Selimiye gibi görkemli olmaya layıktır. Yarın öbürgün Askeriye bu alanı boşaltacak, çevresi yerleşim birimleriyle, resmi kurum binalarıyla, sosyal alanlarla dolup taşacak. Buraya yapılacak bir cami ve külliyesi hem bir çekim merkezi olacak hem de tam anlamıyla Urfa’ya yakışan bir mevkide olacaktır.

Tılfındır Tepesi yerine Alay’ın zirvesine cami yapılması fikrine sanırım Aziz Hoca da olumlu bakacak ve fikrini değiştirecektir. Aklın yolu birdir.

Selametle..