Büyükşehir Belediyesi, dün geçtiği bültenle Şanlıurfa-Diyarbakır yolunda bulunan Tugay Komutanlığı önüne yapılan üstgeçit inşaatında sona gelindiğini açıkladı. 50 metre uzunluğunda, 3 metre yüksekliğindeki asansörün bir özelliği de çift asansörlü olmasıymış.

Güzergahta trafik yoğun olduğu için burada böyle bir üst geçidin olması zaten elzemdi. Bir ara Tugay Komutanlığı kendi imkanlarıyla bir üst geçit yapmış, yolun genişlemesi ve dalgeç inşaatları nedeniyle o üst geçit sökülmüş, bu yenisi yapılmıştı.

Hizmet olarak küçük bir şey olsa da, işlev olarak hayati öneme sahip böyle bir proje için de Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etmeye değer.

Ama muhalefetsiz bir ülkede, muhalefetsiz bir ülkede hizmetlerin eksiğini, gediğini öne sürerek daha iyisini isteyecek kimseler olmadığından bu görev de biz gazetecilere düşüyor. Amacımız muhalefet etmek değil, daha iyisinin, daha güzelinin olması için ilgililere hatırlatmada bulunmaktır. Gazeteci toplumun gören gözü, işiten kulağıysa bunu gerektiği yerde yapmak da bizim boynumuzun borcudur.

Üstgeçitlerin asansörlü olması elbette engelli vatandaşlarımız için bulunmaz bir nimet. Mevcut üstgeçitlerimizin hiç birinde asansör olmayışını zaman zaman haber yapsak da belediyeciler bir bahane bulup bunu geçiştirdi. Araç ve yaya trafiğinin en yoğun olduğu, hatta ters akış nedeniyle bir iki yıl önce 5 insanın hayatını kaybettiği Emirgan civarındaki üstgeçitte bilindiği gibi yürüyen merdivenler var. Yürüyen merdivenlerin anahtarı bir görevlinin elinde, bir açıp bir kapatıp durur. Merdivenlerin yürüyenleri görünce otomatik çalışma sensörü olmasına rağmen bunu manuel yapmak, belki de bir kişilik istihdam yaratmak için gerekli!

Yürüyen merdiven belki biraz lüks kaçıyor denebilir, ama şehrin prestiji açısından 24 saat aktif olan bir yürüyen merdiven de bu şehre çok olmasa gerek. Gelelim malum üstgeçidin asansörlerine. Buradaki asansörler yapıldığı günden buyana hiç çalıştırılmadı. Bu yoldan karşıya geçecek olan engelliler, tekerlekli sandalyeyiler, koltuk değnekliler ne cefalar çekiyor.. Celalettin Güvenç bir yılını doldurdu zaman bu üst geçitlerin asansörlerini yapıp yapmayacağını sordum. O an verdiği cevapta, üstgeçitlerin fiziki şartlarının üstgeçit yapmaya müsait olmadığını anlatırken, yanındaki daire amirlerinden biri kulağına eğilip asansörlerin sipariş edildiğini, 15 güne kadar montajlarının yapılacağını söylemesi üzerine sözü güzelce değiştirdi. Celalettin Güvenç milletvekili olup memleketten gitti, neredeyse emekli olacak ama bizim üstgeçitlerin asansörleri hala sipariş aşamasında bekliyor. Celalettin Bey’e yürüyen merdivenin de çalıştırılmadığını sormuştum, o da yine milletle dalga geçer gibi, kadınların eteğinin yürüyen merdivenlere takıldığını, bir kaza bela yaşanmasın diye merdivenleri çalıştırmadıklarını söylemişti. Resmen lafı evirip çevirip, işi yapmamak için saçma bahanelerden başka bir şey olmadığını elbette hepimiz biliyorduk. Allah işini rastgetirsin. Gitti de kurtulduk.

Şimdi memleketimizin evladı, bizimle aynı dili konuşan, bizimle aynı derdi paylaşan bir büyükşehir belediye başkanımız var. Yaşıdımız, bir günlük okul arkadaşımız, bizden biri saydığımız ve hizmetlerini desteklediğimiz Büyükşehir Belediye Başkanımız Nihat Çiftçi’ye bu vesile ile üstgeçit meselesini hatırlatma fırsatı bulduk.

Sayın Başkan.

Köprülü kavşaklar, devasa parklar, tesislerin yanında üstgeçitler belki çok küçük hizmetler gibi görünüyor. Ama inanın ki bu geçitler şehrin gerdanlıkları niteliğindedir. Bir kere Tugay üstgeçidini gece muhteşem bir görüntü yansıtacak şekilde aydınlatalım. Tüm üstgeçitlerimizde engelli asansörü monte edilecek kısımlar var. Bunlara asansörleri monte edelim ve çalışır halde tutalım.

Hepsinden de önemlisi üstgeçitlerimizin temizliğine çok çok önem verelim.

Temizlik demişken aklıma geldi ve fotolarını da bu yazıya ekliyorum.


Defalarca beyaz masaya, büyükşehir ve Haliliye belediyelerine bildirdiğim halde temizlenmeyen Recep Tayyip Erdoğan bulvarı üzerindeki ilk üstgeçidi dikkatlere sunuyorum.

Üstgeçidin pisliği!



   Bu üstgeçidin temizliğinden kim sorumlu?

Büyükşehir mi, Haliliye mi, Karayolları mı!

Muhakkak belediyeler bunun temizliğinden sorumlu ama temizlik yapılmıyor.

Demirler, insanların ellerinin temas ettiği yerler kirden katmer tutmuş.

Üstgeçit merdivenleri sadece yağmur yağdığında su ile kendiliğinden temizleniyor.

Peygamberler şehrine, medeniyetin doğduğu yere, Urfa’ya, Urfalıya bu yakışmıyor.