Önceki gün yazımda bahsettiğim işi yaptım.
Bunalınca dostlarınızı, arkadaşlarınızı, nasihatlerini dinleyeceğiniz büyüklerinizi ziyaret edin diye yaptığım tavsiyeyi kendime uyguladım.
Azmi, çalışkanlığı, dürüstlüğü ve insanlığıyla örnek alınacak bir insan olan Ömer Sabuncu hocamı ve geçen hafta Umre ziyaretinden dönen Hasan Akan hocamı ziyaret ettim.
Her ikisi de hayatın karşıma çıkardığı ender şahsiyetlerden.
Ömer Hocam, henüz cami imamlığı görevi yaparken Kamberiye mahallesinde dükkan komşusuyduk. Hem camideki görevine gider gelir, hem çeşitli sanat faaliyetlerine katılır hem üniversite eğitimine devam eder hem de yeğenlerinin çalıştırdığı Elif Reklam'a gelip işleri koordine ederdi.
Bir an yerinde durmaz, beş dakika boş vakti olmazdı.
Çalışkandı, zekiydi, hızlıydı.. Tertemiz bir insandı.
Aradan çok uzun zaman geçti.
Ömer Hocamız üniversite eğitimlerini tamamladı, doktorasını yaptı, İl Müftülüğü'ne din hizmetleri uzmanı olarak atandı, ardından doktor ünvanıyla Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ndeki görevine başladı. Kısa sürede Yardımcı Doçent Doktor kadrosuyla taltif edildi.
Uzun süreden beri hayırlı olsun ziyaretine gitmeyi planladığım bu güzel insanı ve genç yaşında Profesör ünvanı alan bir diğer başarı abidesi Harran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Hasan Akan hocamı görmek için Osmanbey kampüsüne gittim.
Önce birini, sonra diğerini ziyaret ettim.
Hasan Hocam da tıpkı Ömer Sabuncu Hocam gibi durup dinlenmek bilmez, görevden kaçmaz, sorumluluk almaktan çekinmez, başladığı işi sonuna kadar götüren ve mutlak başarıyı hedefleyen bir akademisyen. Profesör ünvanını aldıktan kısa süre sonra Fen Edebiyat Fakültesi'ne dekan olarak atanmıştı. Bir de geçtiğimiz hafta ailece gittiği Umre'den dönüşünü bahane ederek kendisini ziyaret ettim. Kısa sürelik sohbetimizde onların başarı ve azimlerinden bir nebze ilham aldım.
Yardımcı Doçent Doktor Ömer Sabuncu Hocamı da İlahiyat Fakültesi'ndeki odasında buldum. Ona da hayırlı olsun dileklerimi iletip hayır dualarını aldım.
Akşamüstü üniversiteden işyerime dönerken böyle güzel insanlarla dostluğum olduğu için şükrettim.
Onlardan aldığım ilham, söyledikleri bir iki güzel sözle moral buldum.
Günlerden beri biriken işleri o gece bitiriverdim.
Gerçekten de insan insanın aynasıdır.
İnsanlara bakınca kendi eksikliğimi görüyorum.
Bu kez dönüp kendi işime bakıyorum.
Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz sözünü hatırlıyorum.
Yaptığım iş ne kadar doğru ise ben de o kadar doğru olurum diye düşünüyorum.
Hayatımız boyunca unutmamamız gereken ve ölene kadar taviz vermeyeceğimiz hususları kendi kendime sayıyorum.
Dürüstlük.
Çalışkanlık.
Liyakat.
Güleryüz.
Bunları bir araya getirenlerin hayatlarında başarılı olduklarına şahit olduktan sonra, bize düşen bu çizginin dışına çıkmamak ve iyi insan duası almak.
Gerisini Allah'a havale edelim.