Gerçekten yıllarca sorduk durduk değil mi? CHP iktidar olmak mı istemiyor. Halka kendini anlatamayan elitist, oportonist siyaset yapan, üst avam siyaseti ile zenginler kulübünün hassasiyetleri ile politika geliştiren, halkın beklentilerine önem vermeyen. Laiklik le Türkiye siyasetini forse edeceğini sanan, Ulusalcı kimlik yapısı ile Alevi ve Kürtleri yok sayan sosyal demokrasinin evrensel çizgisinden uzak bir parti olduğu sürekli söylenen eleştirilen partinin iktidar olması mümkün müdür? Elbette değildir. Peki neden tek partili dönemden bu yana CHP tek başına iktidar olamıyordu? Neydi sorun, neden kendini halka anlatamıyordu? Bu sorular hep sorulurdu çözüm cevapları görülemezdi. Günlük siyasi öngörülerle Türkiye gerçeği iyi analiz edilemiyordu. Kısmen ulusalcı kısmen sosyal demokrat bir çizgi çiziyor bu çizgilerin hangisinde net durması gerektiğini göremiyordu. Sosyalist enternasyonale bile Kemal Kılıçdaroğlu döneminde tam üye olmuştu. Bu arama sonucuna bir türlü ulaşılamamış hatalı süreçlerle Türkiye'de CHP'ye iktidarın eleştirmeni rolü sanki biçilmişcesine günler yıllar gelip geçmişti. Mustafa Kemal'in kuruluşun ve kurtuluşn partisi diye adlandırdığı tam demokratik sosyal hukuk devleti Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun temel varlığının tamamını CHP de toplamış olmasına rağmen milli mücadelenin siyasi partisi CHP, emperyalizmin türlü ayak oyunlarına kurban edilmişti. Hatta alet edilmişti dersek olur. Milli mücadele sonrası ülkedeki milli kaygıları olan siyasi görüşlerin bir arada toplanması ta ki 2019 yerel seçimlerine kadar ancak millet ittifakı ile fark ediliyordu. Ülke hakikaten ekonomik ve siyasi ciddi sorunlar sıkıntılar yaşarken millet ittifakı Türkiye’deki seçmen kitlesinin Yüzde 60'nın olduğu kentlerde seçimleri kazanıyor uzun zaman dan bu yana seçimlerde mili şuur galip geliyordu. Şimdi bu başarı mıdır? Başarıdır, ama ana rol elbette ki CHP'nin değişimden, yenilenmeden yana olan Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na ait olduğunun ve hakkının da teslim edilmesi gerekir. Şimdi bu fırsatı CHP'nin tüm birimleri tepeden tırnağa çok iyi değerlendirmelidir. Önceki yazılarımda örgütten başlayarak yenilenmelerin olması gerektiğinden bahsetmiştim. Hatta mahalle delegasyon seçimleri kaldırılsın ilçe kongreleri tüm üyelerin katılımı ile gerçekleşsin parti içi yarış kutuplaşmadan son bulsun demiştim. Tekrarla birlikte siyasi partiler kanunundaki değişiklik gerektiğinden olamayacağı söylendi. Peki dedik mahallelerde çarşaf liste ile kongre delegasyonu seçimi yapılsın veya noter huzurunda üye bazlı kongreler yapılsın mahalle delegasyonu gelip onaylasın. Vs. vs. bunlar örgüt içi çatışma ortamını kutuplaşmayı ortadan kaldıracak hamlelerdir. Eğer CHP iktidar olmak istiyorsa CHP'lilerde partilerinin iktidara taşımak istiyorsa bu durum önemlidir. CHP fazla demokrasi ile zehirlenmiş bireylere sahip olması vesilesi ile her isteyen her istediğini söyler yapar düşüncesi hasıl olmuş buna göre de çok seslilik her zaman CHP'nin başına bela olmuştur. Disiplinsiz davranışlar ve söylemlerde bulunanların CHP için değil kendilerinin menfaatleri için siyaset yapmaları partilerine ciddi sorundur. CHP iktidar olmak istiyorsa eski alışkanlıklarından kurtulacak. Küskünlüklere, dargınlıklara, kırgınlıklara mahal verecek her türlü aksiyondan kaçınacak. 21. yüzyılda siyaset söylemleri değişmiştir. Ancak Türkiye gerçeği göz önünde bulundurularak, dürüst namuslu önce vatanım, sonra partim, sonrada kendim diyecek siyasetçilerin önü açılmalıdır. Tiyatrolarla Ali Cengiz oyunları ile ekipçilikten dem vurup, parti içi kutuplaşmadan kaçınılması şarttır. Partinin vizyonu ve misyonu yenilenmeli çağdaş gelişmiş tam bağımsız özgürlükçü anti kimlikçi, anti dinci, anti emperyalist hale büründürülmelidir. Bunun açık beyanı kısmen söylense de söylem birlikteliği sistemize edilmelidir. Delege ağalıklarına başta belediye başkanları düzeyinde karşı çıkılarak mahalle delegasyonları özgürleştirilmelidir. Güce yönlenen delegasyon sistemi fikir ve siyaset üretemez. Siyaset üretemeyen siyasetçinin CHP'de işinin olmaması gerekir. Aksi halde iktidar kurban olayım da deseniz hayran olayım. Elini öpeyim de deseniz, iktidar vatandaş tarafından size teslim edilmez. Ki emperyalizmin de istediği budur… iktidar için sevgiye birliğe beraberliğe, ben değil, biz demeye ihtiyaç vardır. Kalın sağlıcakla